19 Ocak 2010 Salı

Muğla Köyceğiz'de Palmiye Müzesi ütopyası ve Dr. Ragıp Esener ile söyeşi; Yedinci yazı

Doğa sanatları konusunda fazla söz istemez. İlkin toprak, su, hava ve güneş dörtlüsünün ortaya koyduğu ürünlere bakmak yeter. Bunları çok uzaklarda aramayın! Stockholm’un devasa botanik müze sarayında aramayın. New York’da, Londra’da, Güney Afrika’da, Paris'te, Venedik'te aramayın!
Dr. Ragıp Esener, orada Köyceğiz'de bir ütopya peşinde koştu, yaşadı ve onu 'Saklı Cennet' içinde gerçekleştirdi.

Muğla Köyceğiz çevresinde yaşayanlar! Sizlere sesleniyoruz! Güzeli neden uzaklarda arayacaksınız? Bakın hemen çok yakında bir adım ötede doğa harikası renk renk görsellikler sizleri bekliyor.

Şirin Köyceğiz kent merkezinden Batı yönüne, Ekincik/Sultaniye yoluna sürün. 2 km bile gitmeden, hemen sağdaki köprüden geçer geçmez soldaki yüksek palmiyelerin altından içeri girin.

Değerli İzleyici,

Ben ve eşim Feryal Hanım, tıpkı böyle sürdük. Görkemli seyirliklerden çekimle birlikte Sayın Ragıp Esener ile kısa bir söyleşi de yaptık.

Geçen yıl sonu Stockholm'den Muğla ve Köyceğiz'e de yolumuz düştü. Bu yeni blog ile Köyceğiz ve çevresine, modern medya türü bir gazetecilikle tanıtım katkısı vermek üzere seri, katılımcı söyleşiler yaptık.

Daha önceleri 'Simgesi Yeni Karia, Karia Arkaik' adlı belgesel kitapta yayınlanan (2005) söyleşi sonrası, önceki iki sayfayı Köyceğiz Belediye Başkanı Sayın Erbay'ın söyleşisine ayırdık.

Saklı Cennet Köyceğiz'de, Palmiye Müzesi ütopyasına yıllar veren Dr. Sayın Ragıp Esener bu kez aşağıdaki sunum ile birlikte internet sayfasında.

Daha sonra ikinci bölümle sürecek söyleşiyi ve renk renk doğa sanatı örneklerini izleyelim.
Sevgi içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 19 Ocak 2010

SORU; Sevgili Ragıp Esener, 2002’de sizinle söyleşi yaptık. Dediniz ki ‘Türkiye’de Rize’den sonra hemen hemen en çok yağış alan bölge burası.' İklim değişikliği söyleniyor. Köyceğiz’de değişti mi?
YANIT; İklim devam ediyor. Yağmurlar son yıllarda azaldı.

SORU; Bir müze tasarımınız vardı, bu Palmiye Müzesi tasarımı bugün ne aşamada?

YANIT; Bizim düşüncemiz yaşayan palmiye müzesiydi.

O oldu sayılır. Tabii eksik türler, büyümeyen bitkiler var ama en azından bir nüvesi oluştu.

SORU; 2002’deki söyleşide; ‘bahçemizde yaklaşık 100’e yakın palmiye türü var dediniz. Bu sayı nedir şimdi?
YANIT; Palmiye türü sayımız 140, bütün bitkiler 1000’in üzerinde.

SORU; Bu bir rekor sayılabilir mi?
YANIT; Botanik bahçesi için sayılmaz. Çok büyük örnekler var tabii.. ama bunda doğal bitkiler dahil değil. Doğal bitkilerimizi ben de tanımıyorum fazla, ama herhalde birkaç yüz çeşit doğal bitki bahçede var.

SORU; Doğal bitki, doğal beslenme bitkileri mi?
YANIT; Hayır! Buranın doğal bitki örtüsü, mesela küçücük otlar, çalılar bu tanıma giriyor.

SORU; Enerji veren bitkiler.. ilginiz devam ediyor mu?
YANIT; Şifalı bitkilere devam ediyoruz. Bazı, gene tropik bitkilerin Türkiye’de ilk üretimlerini yapıyoruz.

SORU; Çin’den getirdiğiniz bitkiler var, bunlarla da ilginiz devam ediyor mu? Bunları değerlendirebiliyor musunuz, insanlara şifa vermesi açısından. Bir sunum yapabiliyor musunuz?

YANIT; Bunlarla özellikle uğraşan kimseler var, bizde olduğunu biliyorlar, sadece fidan olarak veya fide olarak satış yapıyoruz.
Köyceğiz, Kasım 2009

3 Ocak 2010 Pazar

Sultaniye kaplıcası, sağaltım turizmi.. Köyceğiz.. Belediye Başkanı Sayın Erbay ile söyleşi; Altıncı yazı

Değerli İzleyici,

Köyceğiz, Sultaniye termali turizm profiline form verir kehanetinde bulundum geçen gün. Bu kahinlik sanılabilir. Dört mevsim ara vermeden konuklarını ağırlayan bir turizm alanı var mı? Bu anlamda, Köyceğiz bir sağaltma merkezi olarak hem mikro hem makro planda hizmet sektörü yaratabilir.

Yerel bölgesel turizm sektörü, bir sağaltma alanı olarak, bilgi birikimini tamamlayabilir de bu tür talepler konusunda bilgilenmiş personelle servis yapmaya başlarsa, çok geçmeden gerçekleşebilir bu kehanet. Sağlık, sağaltım albenisi yaratılırsa, uluslararası makro planda dış turizm acentalarının ilgisini çekecektir. Bunlar iyi niyetle öngörü düzeyinde yaptığım saptamalar olarak kalabilir de.

Doğal beslenme önermelerinin geniş kitlelerce algılandığı, doğacı sağlık taleplerinin çıtayı yükseltiği bir evrede, Roma hamamları ile bundan iki bin yıl önce insanlara sağaltma merkezi olan bu yer bugün neden bu hedefe kilitlenmesin? Sultaniye Kaplıcaları’nın orada olması değil konu. Konu ilkin evet, ilkin Köyceğiz’de bulunan yerleşik turizm sektörünün bu konuya hazır olmasıdır.

Yetişkin sağlık personeli eşliğinde konuya eğilen bir turizm sektörü oluşsun. Modern iletişim ağ düzeneği bu turizmi hızlandırır da.

İlçeninin ekonomik geleceğini ve turizm profilini, bu bölgenin turizmde payını artırıcı potansiyeli ile Sultaniye evrensel seçenekler sıralamasında yerini alacak güce sahip. Sayın Erbay da bunu söylüyor.
Sevgi içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 3 Ocak 2010SORU; Sayın Erbay, Köyceğiz turizm olanaklarında birinci derecede mikro ya makro planda, hangi seçenekler öne alınabilir?
YANIT; Evet, birinci derecede, mikro ve makro. Birinci derecede, makro bir planlamayla, mikro dediğiniz zaman çok küçük.. sadece bir kaplıca, sadece bir kamp, sadece bir göl değil, yani 2800 metredeki o zirvedeki Çiçek Baba dağını, Sandraz dağını da göreceksiniz ve tepesine çıkıp geliyorsunuz. İşte biz mayıs'ın 10’unda gittiğimiz zaman orda bir metre kar vardı. 10 mayıs’ta bir metrelik bir karı gördüğünüz yere kadar da 45 dakikanın içinde çıkıyorsunuz. Aşağıya geliyorsunuz.. 52 kilometrekare bir göl... Ben şunu söylerim, sabahtan öğlene kadar, karıncaların su içebileceği durgunlukta derim, göl için...

SORU; Birinci derecede, makro bir planlamayla Köyceğiz’e bakınca, Sultaniye Kaplıcalarını sıralama açısından nereye alacağız?
YANIT; Tekin Hocam, kaplıcadaki yazıtta bahsediyor, o yazıt orda olduğuna göre, yani; Kaunos Şehri'nin Leto kutsal alanı olarak 2000 yıl öncesinde Sultaniye kaplıcaları ile kullanılmış bir tarih var. Bugün buna baktığınız zaman, içerisinde on iki tane minerali ihtiva eden, Avrupa ve Türkiye’de değil, dünyada ikinci sırada olan sıcak bir su var.

SORU; Buna kutsal alan denmesinin sağaltımla ilgisi var mı?
YANIT; Evet, tabiii... Buna kutsal alan denmesi de işte şifa dağıtan bir yer olduğu için, herkes, geliyor; adamın ayaklar eğri, bel tutmaz, yerinden kalkamaz halde.. gelip şifa bulup gidiyor.. adam on on beş yıl çocuğu olmamış, (bugün görüp yaşadıklarımız var) on beş yıl sonra gelip çocuk sahibi olup gidiyor, bundan daha büyük şifa var mı yani. 2000 yıl önce kullanılmış, yazılı tarihten biliyoruz ve Kaunosla da bağlantılı. Bütün zorluklara rağmen iyi kötü orada bir iyileştirme yaparak günlük bin, bin beş yüz kişiye.. insana günübirlikçi olarak hizmet veriyoruz, çamur havuzlarıyla, açık havuzlarla. Sonuçta orası böyle, bir sektöre hizmet veriyor, hemen işte 4 km 5 km gittiğiniz zaman da Kaunos harabelerine varıyorsunuz...

SORU; Köyceğiz’de makro turizm olanakları Sultaniye ile sınırlı mı?
YANIT; Tekin Hocam, sabahtan öğlene kadar, her türlü kürek sporunu yapabilirsiniz. Öğleden sonra da saat 13:00 civarında başlayan meltem, hergün yaz aylarında, bu meltemle de her türlü yelkenli sporunu yapabilirsiniz. İşte arkasında, binlerce kişiye hizmet verebilecek, 40-50 litre/saniye, devamlı 39-40 derecede akan bir kaplıca, termal turizmi.. geçin arkasından Kaunos harabeleri, labirent şeklindeki boğaz, kanallar, Akdeniz'e açılan kanal, arkasında Ekincik koyu.. buna bir bütün olarak baktığınız zaman, su sporuyla, kardaki kayak sporuyla, onun dışındaki alternatif her türlü turizme açık olabilecek bir yer.. daha ne olsun...

Köyceğiz, Kasım 2009